Probiyotiklerin Tarihçesi
İnsanlar muhtemelen, gıdalarını kurutarak veya gömerek sakladıkları tarih öncesi dönemlerden beri probiyotik bakterileri içeren gıda maddelerini tüketmektedir. Bu şekilde saklanan gıdalar bakterilerle fermente olurdu. Ancak bakterilerin hastalık kaynağı olarak değerlendirilmeye başlamasıyla gıdaların hazırlanmasında bakterilerin kullanımından vazgeçilmiş ve bakterilerin yerini enzimler almıştır[1].
Bakteriyel replasman tedavisi fikrini ilk kez 1908’de Ellie Metchnikoff ortaya koymuştur. Metchnikoff, bağırsak bakterilerinin protein hidrolizi sonucu oluşturduğu amonyak, aminler ve indol gibi maddelerin konakta otointoksikasyona yol açtığını ve bu mikroorganizmaların sayısını azaltacak şekilde, enerjisini protein hidrolizi yerine karbonhidrat fermentasyonundan sağlayan laktik asit bakterilerinin kullanımının faydalı sonuçları olduğunu bildirmiştir[2]. Ancak, 1921’de Rettger ve Chaplin, konstipasyon tedavisinde Lactobacillus acidophilus suşlarını kullanarak faydalı sonuç alana kadar bakteriyel replasman tedavisi pek kabul görmemiştir[3].
1965’de Lilly ve Stillwell, birlikte kültürü yapılan iki organizmadan birinin ürettiği ve diğerinin üremesini stimüle eden maddelere “probiyotik” demiştir. 1974’de Parker, hayvan yemlerinde bulunan ve bağırsak florasını etkileyerek hayvanda yararlı etki oluşturan maddeleri probiyotik olarak adlandırmıştır. Bugün kullandığımız anlamda probiyotik tanımını 1989’de Fuller, “konak hayvanın mikrobiyal dengesini düzenleyerek yararlı etkiler oluşturan canlı mikrobiyal gıda maddeleri” şeklinde yapmıştır[3,4]. Son 20 yılda probiyotik organizmalar üzerinde, pek çok hastalığın tedavisi veya önlenmesi amacıyla çalışılmış ve ümit verici sonuçlar alınmıştır.
KAYNAKLAR
1-Bengmark S. Ecological control of the gastrointestinal tract. The role of probiotic flora. Gut 1998;42:2-7.
2-Tannock GW. Probiotic properties of lactic-acid bacteria: plenty of scope for fundamental R & D. Tibtech 1997;15:270-4.
3-Fuller R. Probiotics in human medicine. Gut 1991;32: 439-42.
4-Fuller R. Probiotics in man and animals. J Appl Bacteriol 1989;66(5):365-78.
Probiyotik Bakteri Suşları
1-Lactobacillus türleri
Lactobacillus cellobiosus, Lactobacillus delbrueckii, Lactobacillus brevis Lactobacillus acidophilus, Lactobacillus reuteri, Lactobacillus curvatus Lactobacillus fermetum, Lactobacillus plantarum, Lactobacillus jonhsonii Lactobacillus rhamnosus, Lactobacillus helveticus Lactobacillus salivarius, Lactobacillus gasseri
2-Bifidobacterium türleri
Bifidobacterium adolescentis, Bifidobacterium bifidum, Bifidobacterium breve, Bifidobacterium infantis, Bifidobacterium longum Bifidobacterium thermophilum Bacillus türleri Bacillus subtilis, Bacillus pumilus, Bacillus lentus, Bacillus licheniformis Bacillus coagulans
3-Pediococcus türleri
Pediococcus cerevisiae, Pediococcus acidilactici Pediococcus pentosaceus
4-Streptococcus türleri
Streptococcus salivarius ssp. thermophilus, Streptococcus intermedius
5-Bacteriodes türleri
Bacteriodes capillus, Bacteriodes suis, Bacteriodes ruminicola Bacteriodes amylophilus
6-Propionibacterium türleri
Propionibacterium shermanii, Propionibacterium freudenreichii
7-Leuconostoc türleri
Leuconostoc mesenteroides ssp. mesenteroides
8-Küfler
Aspergillus niger, Aspergillus oryzae
9-Mayalar
Saccharomyces cerevisiae, Candida torulopsis
İyi Bir Probiyotik Mikroorganizmanın Özellikleri Nelerdir?
Bilindiği üzere “Probiyotik mikroorganizmalar sindirim sistemini düzenlemeye ve bağışıklık sistemini desteklemeye yardımcı olur.” lar. Bu noktada Probiyotik mikroorganizmanın belli karakteristiğe sahip olması gerekmektedir.
- Sindirim ağızdan başladığından Probiyotik mikroorganizma mide asidik ortamına karşı dirençli olmalıdır.
- İnce bağırsaktan da sağlıklı bir şekilde kolona ulaşabilmelidir.
- Kolona adapte olabilmelidir.
- İstilacı olmamalıdır.
- Kolona tutunabilmeli ve kolonda kolonize olabilmelidir.
- En önemlisi kolonda pozitif etkiler oluşturmalıdır.
*TÜRK GIDA KODEKSİ